30 Eylül 2011 Cuma

Küçük Hırsızlıklarımız

Otel odasını terk ederken; havlu, bornoz, terlik, yastık vs gibi eşyaları bavuluna atıp kaçan insanlardan değilimdir. Ancak, ortalıkta kokusu hoşuma giden şampuan, saç kremi, vücut losyonu falan varsa, bunları mutlaka alırım. Gelecek yolculuklar için lazım olur diye saklarım; ama hiç kullandığımı görmedim. Belki de sıra gelmiyordur, kimbilir... Bunları böyle banyomun bir köşesinde saklıyorum işte, sonra da unutuyorum; başka bir yolculuğa giderken yine kocaman şampuanları, jelleri yanıma almaya kalkışıyorum... Kötü bir kadınım...

28 Eylül 2011 Çarşamba

Erkeklerin Yeni Kokusu

Dün akşam, Sisley'in, Eau d'Ikar isimli yeni erkek kokusunun lansmanı için Edition Hotel'deydim... Oldukça keyifli geçen bu gecede, Sisley'in en maskülen kokusuyla tanıştığımızı iddia etsek, herhalde yalan olmaz. Lansmanın yapıldığı salonun her yerinde, bu kokuyu duymak mümkündü. Notalarında sandal ağacı, vetiver, bergamot bulunduran bu koku, öyle her erkeğin kendine yakıştıracağı bir koku değil. Biraz özel erkeklere hitap ediyor. Sabah duşunun ardından bu kokudan sıkan bir erkeğin, bütün gün ferah ve temiz kokacağını düşünüyorum. Bence, ajandası yoğun olan iş adamları, bu kokunun müptelası olacak. Son olarak kokunun ortalama erkek parfümlerine oranla biraz daha pahalı olduğunu hatırlatmalıyım...

26 Eylül 2011 Pazartesi

Metroseksüel Erkeğin Masası

Ofisteki iş arkadaşlarımdan birinin masasında, gerekli şeylerin yanında bakım ürünlerine ayrılmış bir bölüm de var. Yüz yıkama jeli, parfüm, el kremi gibi, aslında banyoda olması gereken pek çok şey, bu arkadaşımızın iş masasında yer alıyor. Metroseksüel erkeğin masası böyle olsa gerek... Sizin de çevrenizde bu tarz örnekler var mı?