30 Kasım 2011 Çarşamba

Yeni Bir Alışveriş Sitesi: Miss Pera

Bizim gibi bakım, kozmetik düşkünleri oldukça, bize özel siteler, kutular tasarlanmaya devam ediyor. Bu alandaki son yenilik de Markafoni'den gelmiş. Markafoni, şimdi de parfüm, bakım ve kozmetik ürünlerinin satıldığı http://www.misspera.com/ adlı yeni bir site hizmete açmış. En güzel özelliği de, satın aldığınız ürünleri 3 gün içinde teslim ediyor olmaları... Siteyi az önce inceledim, kullanışlı bir siteye benziyor, mesela şu an Agent Provocateur parfümleri %10 indirimle satılıyor. Marka konusunda biraz çeşitliliğe ihtiyaçları var, ama zamanla bu sayıyı arttıracaklarını düşünüyorum. Ne diyelim; tüm bakım alemine hayırlı uğurlu olsun:)


Taytımı Giydim, Bekledim...

Yeni ürünleri denemekten, deneyimlerimi sizlerle paylaşmaktan büyük bir keyif alıyorum. Bu nedenle, Pure Nature'un şekillendirici taytı elime geçtiğinde, hemen denemeye karar verdim. Tayt dediğime bakmayın; ürün gamında, taytların yanı sıra, erkekler ve kadınlar için, bel bandı ve inceltici atletler de bulunuyor. Ben uzun tayt giymekten hoşlandığım için uzun siyah taytta karar kıldım. Pure Nature ürünlerinin içinde bulunan mikrokapsüllerin, günlük hareketlerinizle beraber kırıldığı; ortaya çıkan kremin de yavaş ve sürekli olarak tüm cilde masaj etkisiyle uygulandığı iddia ediliyor. İnceliği sayesinde,ürünler, etek, pantolon, elbise, bluz gibi ürünlerin altına da giyiliyor. İki haftadan sonra vücut yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor ancak tam etkilerini görmek için günde 8 saat, haftada 6 gün ve 28 gün boyunca kullanılması gerekiyor. İşte bu bilgiler ışığında, ürünü denedim...

Ve sonuçlar... Uzun siyah taytı gerçekten kaliteli bir malzemeden yapmışlar. Giydiğimde bütün vücudumu sardı, fazlalıkları toparladı, tayt gibi keyifle kullandım. Ancak 28 gün boyunca aynı şeyi ne yazık ki giyemedim. 2,5 hafta boyunca, haftada 3 kere kullandım. Kısa tayt ya da atleti seçmiş olsaydım, belki 28 gün deneyebilirdim ama genellikle etek, elbise giyen biri olduğum için, ürünü her gün giyemedim. Sonuçta, hangimiz, aynı şeyi 28 gün boyunca giyebiliriz ki? Hem sıkıcı hem de hijyenik değil... Ayrıca, biz kadınlar, her gün aynı şeyi giymekten de hoşlanmayız:) Üstelik giydiğimiz şeyi sadece biz görecek olsak bile durum değişmez, öyle değil mi? Ayrıca itiraf etmem gerekirse, ürünü giydiğim zamanlar boyunca, pek bir etki hissettiğimi söyleyemem. Güzel, şık, cici bir tayttan fazla bir anlam ifade etmedi benim için... Bu yüzden, tayt olarak kullanmaya devam etmeyi düşünüyorum.


İşte o tayt

Bunlar da diğer ürünler...








Eğer böyle bir ürünü gerçekten denemek isterseniz, uzun tayt yerine kısa tayta yönelmenizi tavsiye ederim. Satın almak için de www.purenature.com.tr adresine bakabilirsiniz.

22 Kasım 2011 Salı

Rakamlarla Bakım Alışkanlıkları

Bir süredir yine çılgın bir yoğunluğun içine girdim ve blogumla pek ilgilenemedim. Önümüzdeki günlerde, bu yoğunluk azalacak ve ben de yeni post'larımla burada olacağım... Ancak bunun öncesinde, az önce okuduğum bir haberi sizlerle paylaşmak istedim. The Telegraph gazetesinin haberine göre ve İngiltere'deki Travelodge adlı butik otel için yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, erkeklerin, kadınlardan daha fazla bakımlı olduğu ortaya çıkmış. İşte rakamlar:

* Bir erkek, tıraş, saç bakımı, yüz bakımı gibi uygulamalar için günde 81 dakika ayırıyormuş. Kadınlar ise; bakım, makyaj ve giyinmek için günde 75 dakika ayırıyormuş.
Yorumum: Nasıl yani? Bu erkekler hangi gezegende yaşıyor acaba?

* Bir erkek, banyoda ortalama olarak 23 dakika harcıyormuş. Kadınlar ise 22...
Yorumum: Nerede metroseksüel adam varsa hepsini ankete çağırmışlar. Ankete katılanlara cilt bakımı hediye ediyorlardı herhalde...

* Bir erkek, 18 dakikada istenmeyen tüm tüylerinden kurtulabiliyormuş. Bu işlemi evde yapan kadınlar ise 14 dakikada bu işlemi hallediyorlarmış.
Yorumum: Biz kadınlar, kesinlikle daha pratiğiz.

* Bir erkeğin, günlük yüz bakımı için 10 dakika ayırması yeterli oluyormuş.
Yorumum: Eh, makyaj yapmazsam ben de 10 dakikada temizlerim.

* Veeee... Bir erkek, ne giyeceğine 13 dakikada karar veriyormuş. Kadınlar ise 10 dakikada...
Yorumum: Bu işte bir yanlışlık var. Ben 10 dakikada, sadece markete giderken ne giyeceğime karar verebiliyorum...


Sizler ne düşündünüz bu rakamlar hakkında, merak ettim...

10 Kasım 2011 Perşembe

John Frieda Ürünlerim

Son zamanlarda, saçım için John Frieda ürünlerini kullanıyorum. Bu markadan, genel anlamda memnunum. Ancak kullandığım ürünleri tek tek açıklamam gerekirse, şu tarz yorumlarda bulunabilirim...


Soldan başlayayım. En solda gördüğünüz luxurious volume hacim kazandıran şampuan, sprey tarzında, kuru bir şampuan... Hani saçımızın hafif yağlandığı ancak saçı yıkamaya zaman bulamadığımız anlar vardır ya, işte o anlarda kullanılacak, hatta çantada taşınacak bir ürün... Saçı tutam tutam ayırıp, bu ürünü saçlara sürüyoruz ve saçlar bir anda parlak ve bakımlı bir hal alıyor.
Memnun kaldım mı? Hayır. Bir kere, kullanmadan önce o kadar çalkalamama rağmen, ürünü saçıma sürdüğümde, giysilerde iz bırakan deodorantlar gibi, saçımda bembeyaz izler bıraktı. Çok acil durumlar haricinde tercih edeceğim bir ürün olduğunu düşünmüyorum.

Ortadaki ürün ise, Frizz Ease Nemlendiricili Bakım Maskesi... Bildiğiniz üzere, her maske gibi, saçı beslemek, nemlendirmek, güçlendirmek gibi vaatlerle sunuluyor.
Memnun kaldım mı? Evet... Saçımda mucizeler yaratmadı ama, yumuşak ve nispeten daha sağlıklı saçlarım olduğunu söyleyebilirim.

Sağdaki ürün de, Frizz Ease 3 day straight... Yani, düz saçlar yaratan şekillendirici sprey. Bu ürün, saçlar nemliyken kullanılıyor ve saçların kurumasının ardından çekilen fönün, üç gün boyunca kalıcı olmasını sağlıyor. Ve bu üç gün boyunca da, saçlar yağlanmıyor. Anlayacağınız, çantada taşınacak, kuaföre birlikte gidilecek bir ürün...
Memnun kaldım mı? Pek sayılmaz. Tamam, saçlarımın kolay taranmasını sağladı ama o derece mucizevi bir etkiyle karşılaşmadım. Belki de saçlarım düz olduğu içindir. Zira bu ürün, özellikle kıvırcık saçlı kadınlar için öneriliyor.

Siz bu ürünleri hiç kullandınız mı? Yorumlarınızı merak ediyorum...

4 Kasım 2011 Cuma

Erkekleri Nasıl Bakımlı Yaparız?

Ben bakım ürünlerini çok seviyorum. Mesela, çok kötü bir gün geçiriyor olayım, elime yeni bir parfüm, krem geçsin; modum birden değişir. Keyfim yerine gelir. Ancak bu zevkimi, bir türlü erkek arkadaşımla paylaşamıyorum. Ona parfümler, göz kremleri alıyorum; güzelmiş deyip bir kenara koyuyor. Üç farklı kokusu olmasına rağmen, bir şişeyi bitirene kadar diğerlerini asla kullanmıyor. Bakıma dair en sevdiği şey, makineyle saçlarını kesmek! Bu en sevdiğim özelliği diyebilirim!

Geçen gün benden burun bandı istedi, ben de gidip ona nefes açan burun bantlarından aldım. Meğer, siyah noktalar için olanlarından istiyormuş. Nerden bileyim değil mi? Ancak ona da kızamıyorum, çünkü bizim erkeklerimiz, bakım konusunda yeni yeni bilinçlenmeye başlıyor. Biraz da utanıyorlar bu konuda dertlerini anlatmaya... Çünkü bakımlı olurlarsa, daha az erkeksi görüneceklerini zannediyorlar. Sonra da gidip eşlerinin ya da sevgililerinin duş jellerini, kremlerini kullanmaya başlıyorlar.

İşte bu yüzden düşündüm taşındım, erkekleri bakımlı olmaya itecek birtakım yöntemler hazırladım. Bunları kendi sevgilim üzerinde de test edeceğim. Ne kadar başarılı olacağımı bilmiyorum ama, en azından denemiş olurum.



Bakım Ürünlerini Tanıtmak: "Gel hayatım buraya" deyip, elinden tutup hangi ürünün hangi işe yaradığını anlatacağım. Temel bakım ürünlerini tanısa yeter! Saç maskesi kullanmasına gerek yok!

Birlikte Alışverişe Gitmek: Bir adam, kokularla dolu, makyajlı kadınların çalıştığı bir kozmetik mağazasına girdiğinde, etrafındaki güzel kadınları, bakım ürünlerinden daha önce keşfeder. Ancak bu, ümit yok demek değildir.Sadece kendimize değil, ona da birşeyler alırsak, kullanmak için daha hevesli olabilir. Hele, kasada ücreti ödeyen o olacaksa, kullanacağından emin olabiliriz.

Hediye Etmek: Bu faktör, her erkeğin üzerinde çalışmayabilir. Çünkü toplum olarak, pahalı olmadığı sürece hediyelere pek değer verdiğimiz söylenemez. Ancak, bir erkeğe spa, masaj gibi keyifli bakım seansları hediye ederek aklını çelebiliriz ve pırıl pırıl parlayan adamlara sahip olabiliriz.

Kontrol Etmek: Tüm bunların ardından, ürünleri kullanıp kullanmadığını kontrol etmek gerekiyor. Ancak bu kontrolü de kendi yöntemlerimizle yapmamız lazım. Nasıl ceplerini, cep telefonunu karıştırıyorsak, burada da banyo dolaplarını karıştıracağız. Ne de olsa, kullanılmış bir ürün kendini belli eder, öyle değil mi?

Dediğim gibi, bunlar benim yöntemlerim... İşe yarar mı? Kimbilir... Ama işe yaramasa da mutsuz olmam. Çünkü sevgilimin, benden süslü olmasına katlanamam:)

3 Kasım 2011 Perşembe

Almalı mı, almamamalı mı?

Son dönemlerde, adını daha önce duymadığım bazı markalarla tanıştım. Eminim, bu ürünlerle benden önce tanışan arkadaşlarım vardır. Bakım ve kozmetiğe olan ilgim nedeniyle, bu ürünlere hemen sahip olasım geliyor. Ancak gereksiz israftan da hoşlanmadığım için, bilenlere sormak isterim. Bu markalar ve ürünleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

HUILES&BAUMES
Sanırım, eczanelerde satılan bir bakım ürünüymüş...
El Kremi

Bakım Kremi

BURT'S BEES
Boyner mağazalarında satılıyormuş. Bu ürün ilgimi çok çekti, çünkü ilginç içerikleri var. Mesela aşağıdaki temizleyici arı sütü içeriyormuş.


Annelere Özel Karın Çatlak Kremi
Temizleyici


  ALTERRA 
  Bu ürün de sadece Rossman mağazalarında satılıyormuş.



Nemlendirici Bakım Kremi
 
        

                                                       

                                                           

2 Kasım 2011 Çarşamba

Sevemediklerim# Episode 1

Bakım, tıpkı moda gibi, ilk sözü başkalarının, son sözü de sizin söylediğiniz bir alan... Yani, herhangi bir ürünün acayip vaatlerle ortaya çıkması, o ürünü severek kullanacağınız anlamına gelmiyor. Ve son sözü, her zaman kullanıcı söylüyor. Aşağıda sıraladığım ürünler, benim memnun kalmadığım, sevemediğim ürünlerden bazıları... Ancak bu ürünlerin bu listede yer alması, onları kötülediğim anlamına da gelmiyor. Bazı nedenlerden dolayı bana uygun olmadıklarını düşünüyorum sadece... Severek kullananlara sözüm yok.


                                                 Kerastase Oleo Kompleksli Bakım

Neden Sevemedim?
Banyodan önce ya da sonra uygulanan bu ürünü ben hep banyodan sonra, durulanmayan bakım olarak, saç uçlarıma uyguladım. Ve saçlarımın bir günde yağlanmasına, tutam tutam dökülmesine neden oldu. Yarısına gelmişsin derseniz, saçlarım o kadar uzundu ki, bunu kullanmadan açıp tarayamıyordum. Neyse ki saçlarımı kestirdim ve artık buna gerek kalmadı.


                                       Dax Supergro Saç Güçlendirici Bakım Yağı

Neden Sevemedim?
Bu ürünü, banyo yapmadan 10 dakika önce saçlarıma uyguladım. Öyle yağlı bir ürün çıktı ki, saçlarıma iki, üç kere şampuan uygulamama rağmen, saçlarım iki haftadır yıkanmamış gibi yağlı göründü. İki kere kullanıp bir köşeye bıraktım. Üçüncü bir şans vermeli miyim? Bilemiyorum.

                                                        Organix Onarıcı Isı Terapi Yağı

Neden Sevemedim?
Organix'in daha önce birçok şampuanını keyifle kullandım. Ancak bu ısı yağından ne yarar ne de zarar gördüm. Güzel kokuyor, o kadar...


                                                      Rimmel London Göz Makyajı Temizleyicisi

Neden Sevemedim?
Bu ürünü Watsons'dan aldım. Çok yoğun göz makyajı yapmıyorum ama, kalemdi, maskaraydı derken, temizlenecek şeyler oluyor. Ve bu ürün, bunları çıkarmada çok etkisiz kalıyor; diğer ürünlerle aynı kaderi paylaşıyor.



1 Kasım 2011 Salı

Bacak Parfümü Mü?

Bacaklara parlaklık veren çeşitli sprey, krem vs uygulamaları biliyordum ama, bacak parfümü olduğunu bilmiyordum. Ne bileyim, bacağımın güzel kokmasını istesem (ki çok isterim), vücut kremi sürerim; assoliste bağladığım süslü günlerden birindeysem de, vücut parfümü sürerim, olur biter. Ama işte, mesele koku olunca, oldukça hassas davranan markalar var. Alessandro da bu markalardan biri... Şahsen, Alessandro'yu öyle çok yakından bilen biri değilim. Son dönemlerde el-ayak kremleriyle adını duydum. Ancak Alessandro'nun Stiletto Bacak Parfümü adlı ürününü ilk kez duyuyorum. Bacaklar için üretilen bu parfüm, içeriğinde bulunan siyah böğürtlenle, baştan çıkarıcı bir etki yarattığını vaat ediyor. Bu parfümü denemek isteyenlere fiyatının 150 TL olduğunu; Altuğ ve Douglas Parfümeri'de satıldığını hatırlatayım. Bu tarz ürünlerden denemişseniz, sizin de yorumlarınızı öğrenmek isterim...